22 Şubat 2012 Çarşamba

Beden Kirliliği

İnsanların ruhlarıyla arkadaşlık ederdi Tanrıça. Bedenlerinin kirliliğini görür,tokalaşmaktan bile çekinirdi.Bulaşamaz bilirdi.O Tanrıçaydı.Onu ne kirletebilirdi ki ? O sadece kendisini başından doğuran babası,tanrıların tanrısı Zeus'a hesap verirdi. Başkası hangi hakla ona hesap sorardı ? Gene de korkardı işte,öyle çok korkardı bir çocuğun annesini pazarda kaybedişinin korkusu gibi.
Ruhunun temiz olduğunu bildiği herkese günahlarını affettirecek formüller bulurdu.Bir kaç iyi dilek sunardı onlara.Son bir pişmanlık hakkı.İdam halinde mahkuma sorulan son isteği sorusunun ciddiyeti ve önemi ile yapardı ki bunu,bir daha aynı hata işlenmesin.Üç kere şans verir,dördüncüsünde ise hep insanoğlunun şu trajedisini görür '' en dibe batmadan,en yükseğe çıkamazsın '', bu sebeple affederdi gene.onları Tanrıça.Neydi peki beden kirliliği ? Bakireliğine önemiyle nam salmış bir Tanrıça,herhalde bu kirliliği birileriyle cinsel münasebete girmek olarak değerlendirirdi.Herkes ondan bunu beklerdi.O ise herkesi yanıltmıştı.O'na göre beden kirliliği hırsızlıktı.Başkalarının hayatlarını çalmaktı.Yalan söyleyerek,iyi niyetleri çalmak.Hırslarıyla,bir başkasının başarısını çalmak.Kötü sözle,gururlarını çalmak ...Sen hırsız isen,geri dönüşü olmayan bir yola girmişsindir.Ne geri dönebilir,ne de Athena sana yardım edebilirdi.
Böyle bir kız olan Semara,büyük bir evin,portakal kokan bahçesinde her gün nakış yapardı. Birbirinden güzel kıyafetler diken Semara,yöre halkı tarafından genç bir yetenek olarak görülür,daha 17'sindeki kıza övgülerde bulunulur,bol bol paralar veririlirdi.Sarı saçları,portakalların ışığı ile parlar , bir altın ışıltısı kazanırdı.Teninin beyazlığı,iğneyi zarif parmağına kaza ile batırışında kan rengi ile beraber daha da beyaz gözükürdü. Hizmetçiler bir telaş içinde temizlerken,o ise kendi yapmış olduğu hatayı,hizmetçilerine,güneşe,gökyüzüne ve hatta onu kıskandığını düşündüğü  ve işlerinin ters gitmesine sebep olarak Athena'yaı görür ve ona lanetler yağdırırdı.Olympos'tan duyulan bu çığlıklar,güneş tanrısı Helios,gökyüzünü tutmakla görevli Tanrı Atlas ve Athena'yı kızdırmıştı. Bu üç tanrı Semara'nın daha önce 3 erkekle beraber olduğunu,yetenekleri yüzünden affedildiğini biliyorlardı.Bedeni kirlenmiş kıza küfürler yağdırdı Atlas ve Helios.Athena susturdu onları,Zeus'un Hera'yı defalarca aldattığını,Aphrodite'nin aksak kocası Hephaestus'u Ares ile nasıl aldattığını hatırlattı. Haddini aşmıştı Athena besbelli ama haksızlığın karşısında duramazdı.Bunu kendisine küfür eden Semara için bile yapardı.
Olympos'tan yaşlı ve zengin bir kadın kılığında indi Athena.Semara'nın portakal kokulu bahçesinde olduğunu gördü ve kızın hala elinin kanaması yüzünden ettiği küfürleri duydu.Onun yanına giderek,ondan siyah bir kaftan istediğini söyledi.Altın defne işlemeli ve kaftanın sağ tarafında bir isim yazmasını da ekledi.Kız huysuz bir şekilde kabul etti ancak ismin ne olduğunu sormayı unutmuştu.Aynı huysuzlukla sordu ona : ''isim olarak ne yazacağım yaşlı kadın,onu da söyle'' .Yaşlı kadın kılığındaki Athena,arkasını dönüp ''Athena'' dedi.Demesiyle bir ışık patlaması ile,zırhıyla karşısında duran güzel Athena'yı gören kız,yaptığı 3 günahı hatırlayarak af dilemeye başladı. Yalvarışları Athena'nın yüzünde tek bir vicdan görüntüsü oluşturmamıştı.-''Daha suçunu bile bilmiyorsun sen,yaptığın o 3 hata seni sen yaptı kızım.Senin ağlamalarını duyduk,affettik.Pişmanlığın bir de güzel yeteneğinle birleşince senin yaşaman gerektiğine karar verdik.Lakin sen bedenini hırsızlıkla kirlettin.Yaptığın hakaretler hizmetçilerinin gururunu,ailenin neşesini nicedir çalıyordu.Tanrı'lara küfür etmen ise hırsızlığın en büyüğüydü'' dedi. Tek bir laf söyleyemeyen Semara cezasını bir an önce görülmesini diledi.Gözlerini kapadı ve Athena onu ömür boyu hiç ipi bitmeyen ve dilediği rengi ve kumaşı sunabilecek bir nakış makinasına çevirdi...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder